Kaşıkçı açıklamalarında, "Ülkemizde yaklaşık yetmiş yıllık bir geçmişi olan nükleer enerji, bir devlet projesi olarak geçmiş bütün hükumetlerce desteklenmiştir. İlk defa Atom Enerjisi Komisyonuna Başkanlık eden merhum Başbuğ'umuz Alparslan Türkeş tarafından dile getirilen nükleer güce sahip olma hedefi, bugün de nükleer enerjiyi barışçıl amaçlarla enerji kazanımlarımıza dahil etme çalışmalarıyla devam etmektedir.Bugün ülkemizin ilk nükleer güç santrali olan Akkuyu Nükleer Güç Santrali, 4 ünitesi de inşa halinde olan dünyanın en büyük nükleer güç santrali şantiyesidir. Akkuyu Nükleer Güç Santrali'nde kurulmakta olan 4 reaktörün tamamı faaliyete geçtiğinde, Türkiye'nin toplam enerji ihtiyacının yüzde 10'unu tek başına karşılayacaktır. Bunun yanı sıra, gerek Sinop gerekse Trakya'da 2 yeni nükleer güç santrali kurmaya yönelik çalışmalar da devam etmekte, yakın zamanda bu hususta somut ilerlemeler olmasını beklemekteyiz.


Dünya genelinde iklim değişikliği tartışmalarının sürdüğü şu dönemde iklim değişikliğine etkileri minimum düzeyde olan, sahip oldukları güvenlik sistemleriyle doğal radyasyonun sadece yüzde 1'i kadar etkiye sahip olan nükleer santrallerin güvenli ve emniyetli şekilde işletilmelerini sağlamakta en önemli rol, hiç kuşkusuz ki nükleer düzenleyici kurumlara düşmektedir.Nükleer güç santralleri başta olmak üzere, nükleer tesisler, AR-GE, tarım, sağlık alanındaki radyasyon uygulamaları gibi nükleer enerjiyle ilgili ülkemizde yürütülen tüm faaliyetler için taraf olduğumuz uluslararası anlaşmalar çerçevesinde yükümlülüklerimizi yerine getirerek kabul görmüş nükleer güvenlik ve nükleer emniyet prensiplerini temel alan idari ve hukuki düzenlemeleri yapmak durumundayız." Dedi.