Bugün Hatay'da birçok partili kendine şu soruyu soruyor: “Biz neden emek verdik? Neden gece gündüz çalıştık?
Hatay, tarih boyunca çok kültürlülüğü, inanç zenginliği ve hoşgörüsüyle tanınan bir şehir oldu. Ancak ne yazık ki son seçim sürecinde ve sonrasında ortaya çıkan tablo, bu çeşitliliğin siyasal düzlemde yerini bir belirsizlik ve tutarsızlığa bıraktığını gösteriyor. Artık Hatay’da siyaset sadece bir görüşün, bir inancın ya da bir duruşun yansıması olmaktan çıktı; kimin nerede, ne zaman, neden ve nasıl durduğu ayırt edilemez hale geldi.
CHP'den AK Parti’ye: Geceden Gündüze Dönüşüm
Hatay Büyükşehir Belediyesi’nin Ak Parti’ye geçmesiyle birlikte, daha seçim sabahına kadar Lütfü Savaş’la zafer kutlaması yapanların bir anda Öntürkçü olması, sadece siyasetin değil, ilkenin, duruşun da ne kadar kolay eğilip bükülebildiğini gözler önüne serdi. Aynı isimlerin saat 10’a kadar CHP kazanmış gibi sevinç pozları verip, birkaç saat içinde yön değiştirmesi, siyasetin samimiyetini sorgulatır hale getirdi.
Bu sadece bir parti geçişi değil; aynı zamanda bir sadakat sınavıydı. Ve ne yazık ki bu sınavda sınıfta kalan çok fazla kişi oldu.
Partili Emekçiler Göz Ardı mı Edildi
Seçim öncesinde gece gündüz çalışan, SKM’de sabahlayan, yönetim kademelerinde koşturan, Meclis üyesi olarak halkın içinde ter döken partililer; seçim biter bitmez adeta sümen altı edildi. Oysa bu insanlar, bir inanca, bir partiye, bir davaya sadakat gösterdi. Ancak onların yerine, seçim boyunca karşı cephede duranlar, bir anda "gizli kahraman" ilan edildi.
Peki bu gizlilik neden şimdi kahramanlığa dönüştü? Seçim sürecinde karşıda duranın, sonuç alınca ödüllendirilmesi; çalışanın, inananın, sabahlayanın ise kenara itilmesi... Bu tablo, sadece siyasetin değil, adaletin de yara aldığı bir fotoğraftır.
Hatay’da Siyaset, Yön Değiştiren Rüzgar mı Oldu?
Siyaset elbette değişebilir. Bireyler görüşlerini zamanla farklılaştırabilir. Ancak mesele görüş değil, duruştur. Hatay’da sorun, kimin hangi görüşte olduğu değil; o görüşü ne kadar samimi ve tutarlı bir şekilde savunduğudur. Bugün bir partide, yarın diğerinde yer almak mesele değil; mesele, o geçişin ilkesel bir zemine mi yoksa kişisel çıkarlar üzerine mi kurulduğudur.
Güvenin ve Sadakatin Eridiği Yer
Bugün Hatay'da birçok partili kendine şu soruyu soruyor: “Biz neden emek verdik? Neden gece gündüz çalıştık? Eğer sonunda ödüllendirilecek olan karşıda duranlarsa, sadakat neye yarar?”
Bu sorular, yalnızca bireysel hayal kırıklıkları değil; aynı zamanda siyasi yapının içini kemiren temel sorular. Eğer bu sorular cevapsız kalırsa, bir sonraki seçimde kimse aynı özveriyle çalışmaz, kimse aynı tutkuyla inanmaz. Çünkü insanlar, değer gördüğü yerde durur. Değer görmeyen sadakat, zamanla yerini sessiz bir kopuşa bırakır.
Sonuç Yerine
Hatay’da siyasetin yeniden inşa edilmesi gerekiyor. Bu inşa, sadece parti binalarında değil, güven duygusunda başlamalı. Kimse, sabah başka akşam başka safta duranları “uyanık”, gece gündüz çalışanları “saf” olarak görmemeli. Aksi halde siyasetin kimliği değil, samimiyeti kalmaz.
Hatay, sadece belediye başkanlığı değişimiyle değil, siyasi ahlak sınavında da kırılma yaşadı. Bu kırılmayı onarmak için geç değil ama samimiyetle yüzleşmek şart.
Kalın sağlıcakla.