Teknolojinin gelişmesi ile birlikte kriptoloji bilimi kullanılarak dijital ortamda yazılım şeklinde kripto paralar geliştirilmiştir. Kriptoloji, şifreli belgeler bilimi olarak bilinmektedir. Kripto para ise, çeşitli şifreleme yöntemleriyle oluşturulan ve transferi sağlanan, değişim aracı olması amacıyla tasarlanmış dijital bir varlık olarak tanımlanmaktadır. Bu bağlamda Kripto para birimleri bir tür dijital, alternatif ve sanal para birimleri olup, ayrıca günümüzde kripto paralara ilişkin ulusal mevzuatta bir düzenleme bulunmamaktadır.

Kripto paralar dijitalleşen dünyada gitgide yaygınlaşan değişim araçları olmakla birlikte bugün itibariyle birçok türü bulunmaktadır. Bunlardan "Bitcoin" ilk kripto para olup bitcoin dışındaki diğer kripto paralar ise, altcoin olarak adlandırılmaktadır. İlk kez 2009 yılında açık kaynaklı yazılım olarak piyasaya sürülen Bitcoin, merkezi olmayan ilk ve en popüler kripto para birimi olarak bilinmektedir. Bitcoin'in piyasaya sürülmesinden günümüze kadar birçok kripto para birimi ortaya çıkmıştır. Ayrıca Kripto paralar, diğer nakdi paraların aksine merkezi bir otoriteye bağlı olmamaktadır. Bu nedenle her bir kripto paranın merkezi olmayan kontrolünü dağınık bir defter gibi işleyen, bir veri tabanı oluşturan ve blockchain adı verilen zincir aracılığıyla çalıştığı ifade edilmektedir. Bu kapsamda oluşturulan sistem, kimseye kripto parayı oluşturmak için tekel yetkisi vermediği gibi, buna ihtiyaç da duymamaktadır. Dolayısıyla herkes internet üzerinden erişilen bu sisteme dahil olarak para üretme imkanına sahip olabilmektedir.

Ülkemizde, 6098 Sayılı Borçlar Kanunu ile Türkiye Cumhuriyeti Para Birimi Hakkında Kanunda yetkili makamların paraları basma, tedavülden kaldırma ve piyasaya sürme gibi yetkisi olduğu belirtilmiştir. Ayrıca kripto parayı konu edinen ilk mevzuat düzenlemesi olarak Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası tarafından hazırlanan "Ödemelerde Kripto Varlıkların Kullanılmasına Dair Yönetmelik" 16 Nisan 2021 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Söz konusu Yönetmelik ile kripto paraların hukuki niteliği hakkında bazı düzenlemelere yer verilmiştir. Anılan yönetmeliğin 3/1.maddesinde "Bu Yönetmeliğin uygulanmasında kripto varlık, dağıtık defter teknolojisi veya benzer bir teknoloji kullanılarak sanal olarak oluşturulup dijital ağlar üzerinden dağıtımı yapılan, ancak itibari para, kaydi para, elektronik para, ödeme aracı, menkul kıymet veya diğer sermaye piyasası aracı olarak nitelendirilmeyen gayri maddi varlıkları ifade eder." şeklinde belirtilmiştir.

Dolayısıyla anılan kanunlarda da belirtildiği üzere, paranın basılması, sürülmesi ve tedavülden kalkması gibi özelliklerin paraya ait özellikler olarak belirtilmesi ve bunların kripto paralarda bulunamayan özellikler olmasıyla birlikte ayrıca kripto paraların Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasının çıkardığı yönetmelikle de para olarak nitelendirilemeyeceği açıkça belirtilmiş olmakla kripto paralar hukukumuzda para olarak kabul edilmemektedir. Öte yandan Bankacılık iş ve işlemlerinin bir düzen halinde yürütülmesi ile tüm bankacılık faaliyetlerinin kurallarına uygun bir şekilde yönetilmesini sağlayan Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, yaptığı açıklamada kripto paraların bir elektronik para olarak kabul edilemeyeceğini açıkça vurgulamıştır.

Aynı zamanda kripto paraların eşya olma özelliği taşıyıp taşımadığı tartışma konusu olmakla birlikte, hukukumuzda eşya olmanın özellikleri; maddi varlık, sınırlanabilirlik, hukuki hakimiyete elverişlilik, yasaklanmış olmamak ve ekonomik değer taşımak olarak sayılmaktadır. Bunlar arasında en önemlisi ise, maddi bir varlığa sahip olması özelliğidir. Eşyanın maddi varlığı Türk Medeni Kanunun 762. maddesinde "taşınır mülkiyetinin konusu, nitelikleri itibarıyla taşınabilen maddi şeyler ile edinmeye elverişli olan ve taşınmaz mülkiyetinin kapsamına girmeyen doğal güçlerdir" şeklinde vurgulanmıştır. Dolayısıyla hukukumuzda eşyanın özelliğine dair belli unsurlar belirtilmiş ve eşyanın tanımı tam olarak yapılmamış olsa da hukukumuzda maddi olmayan varlıklar eşya sayılmamaktadır. Bu bağlamda kripto paralara ulaşmak bilgisayar ve bilgisayardaki bir program aracılığıyla mümkün olduğundan eşya olarak kabul edilmemektedir. Zira maddi olmayan varlıkların eşya olarak kabul edilebilmesi için kanunda buna değinilmiş olması gerekmektedir. Ancak kripto paraların eşya olmadığına dair de bir hüküm bulunmamaktadır.

Bir diğer husus ise, taraflar arasında kurulmuş bir sözleşmede kripto paraların bir edim olarak yer alabileceğidir. Nitekim Türk Borçlar Kanunun 26.maddesinde "Taraflar, bir sözleşmenin içeriğini kanunda öngörülen sınırlar içinde özgürce belirleyebilirler." şeklinde belirtildiği üzere, taraflar sözleşmelerin sınırlarını ahlaka, kamu düzenine ve kişilik haklarına aykırı olmadığı sürece diledikleri gibi belirleyebilmektedirler. Fakat kripto paraların para olup olmadığı konusunda henüz net bir bilgi bulunmaması nedeniyle bir para ödeme edimi olarak kabul edilememekte, sadece sözleşmenin kendisine özgü bir edimi olarak kabul edilebilmektedir. Yani bir kanun maddesi ile sınırlandırılmadan tarafların kendi iradelerine bırakılan sözleşmelerde kripto paralar edim olarak kabul edilebilirler. Dolayısıyla bazı sözleşmeler vardır ki kanun koyucu bu sözleşmelere müdahale etme gereği duymaktadır. Örneğin 4857 sayılı İş Kanunu bunlardan birisi olup, kanunun 32. maddesinde ücretin ödenmesine dair "genel anlamda ücret bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutardır." ifadesi ile iş sözleşmelerinde ücretin para olarak ödenmesini hüküm altına almıştır. Bu nedenle kripto paraların bir sözleşme içerisinde edim olarak bulunması her durum ve şarta göre ayrı olarak değerlendirilmektedir.

Öte yandan Miras hukukuna bakıldığında değer biçilebilen ve para ile ölçülebilen değerler mirasa dahil edilmektedir. Bu iki durumdan ötürü hukuki olarak kripto paralarında bir ekonomik değeri bulunduğu değerlendirildiğinde miras olarak bırakılması mümkün olarak görünmektedir. Bu noktada belirtmek gerekirse, kripto paraların kişiye özel olması, kişinin açıklamadan varlığından haberdar olunmaması nedeniyle kripto paraların mirasçılar tarafından alınıp kullanılabilmesi için miras bırakanın ölümden önce şifrelerini mirasçılarına teslim etmesi gerekmektedir.

Ülkemizde günümüz itibariyle kripto para varlıklarına ilişkin yapılmış herhangi bir kanuni düzenleme bulunmamaktadır. Bu bağlamda kripto para üretiminin, alım-satımının ve saklamanın suç kapsamında olmadığı bilinmektedir. Zira, Türk Ceza Kanunun 2. maddesi "Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz." şeklinde düzenlenmiştir. Kaldı ki, hukukun evrensel ve temel bir kabulü olan "kanunsuz suç olmaz" ilkesi gereği de hakkında suç oluşturduğuna dair kanuni bir düzenleme olmayan eylemler hiçbir durum ve koşulda suç olarak nitelendirilemezler. Bu nedenlerle ülkemizde kripto paraya ilişkin yapılabilecek herhangi bir işleme dair ne bir yasak ne de hukuki bir engel bulunmamaktadır.